3 gün Berlin de ne yaptım ama siz neler yapabilirsiniz, en
doğru mevsim hangisi, ne giymeliyiz, ne yemeliyiz, en önemlisi ise ne almalıyız
konuları ile yine yeniden gecikmeli olarak işte burdayımJ
Aslında herşey
Rihanna konser programı içinde yaz ortası Berlin i seçmemiz ile başladı,
hep soğuk ve gri bulduğum bu şehire başka türlü gidermiydim bilmiyorum. Yaz
ortası diyorum, deniz ve güneş tutkunu olarak ama şunu söylemeliyim ki daha iyi
bir mevsim seçemezsiniz. İlllaaa ki Berlin diyorsanız, en uygunu yaz mevsimi.
Ortalama 24 derece ile atlattık. Atlattık çünkü; her zamanki gibi günlerce hava
durumuna bakıp valiz hazırlığında yine bildiğimi okudum. Siz üstünüze birşeyler
alın benden söylemesi...
Konser bahane ufak
bir Berlin turu ve alışveriş önerilerine gelinceee....
Berlin de ulaşım
inanılmaz; metro ve tren herşey gibi kusursuz bir düzende
işliyor; inanılmaz çünkü bu kadar kolay ulaşım sağlayıp içinden çıkamayıp,
anlayamadığım ender şehirlerden. Ulaşım için günlük biletleri tercih edin ve
gece 03:00 sonrası geçerliliğini kaybettiğini unutmayın he bi de tüm bu
karışıklığı çözen bir yol arkadaşınız olsunJ
Nadir de olsa bilet kontrolü oluyor, biletlerinizi cihaza okuttuğunuzdan emin
olun.
Ben 3 güne çok fazla kültür-sanat aktivitesi sığdırmayı sevmem,
ama mutlaka görmeniz gerekenler var. Bunlardan biri Brandenburg Kapısı;
Quadriga heykeli yaz-kış en çok turist çeken yerleerden biri, beni daha çok
mesleki deformasyon nedenli çektiğini söylemeye gerek var mıJ Hemen yakınında olan
mühendislik harikası cam kubbeli parlamento binasına göz atabilir yada benim
gibi bana ne elalemin parlemento binasından diyebilirsiniz...Bu arada çıkmak
isterseniz önceden rezervasyon yaptırın.Buradan uğramanız gereken bir kaç nokta
ve durmanız gereken alışveriş durakları var.Doğu ve Batı Berlin’in geçiş
kontrol noktası olarak bilinen Check- point Charlie ve Unter den Linden de
bulunan Madame Tussauds bunlardan
birkaçı. Biz tabii ki Madame Tussauds da gezinip, birçok fotoğraf ile eğlenmeyi
tercih ettik, çocuklu bir geziyse sizinki bizim ki gibiJ tavsiyedir...Ve işte
Friedrichstrasse; Boss, Escada,Karl Legerfeld gibi birçok ünlü mağazaya ev
sahipliği yapan caddede Galeries Lafayette i de görüp, durabilir hatta
kalabilirsiniz.
Brandenburg kapısından sonra görmeniz gereken önemli bir detay eklemeliyim. Peter Eisenman tarafından yapılmış enine ve boyuna uzanan kütleler ile uzanan tüyler ürpertici Katledilen Avrupalı Yahudiler anıtı!!!Gezerken soluğunuz kesilecek yada benim için öyle oldu.
Alexanderplatz; Mitte bölgesinin en bilinen meydanına gitmek
için bir çok nedeniniz olabilir.Her yerden göreb,ldiğiniz, birnevi size
rehberlik yapan TV kulesi bunlardan biri; önünde uzun kuyruklar olan kuleye
çıkış ücretli ve zahmetli gelirse siz de bizim gibi hemen altında bulunan
starbucks da kahve içerek kalabalığı izleyebilirsiniz. Bu molayı da en keyifli
alışverişi yaptığımız TK Maxx e bağlayabilirsiniz. Birçok ünlü markanın outlet
ürünün bulmanın keyfiyle bütün gününüzü harcayabilir, yine olsa yine yaparım
diyebilirsiniz. Ünlü marka diyorum, Outlet diyorum daha ne diyiim hadi BERLİN’e
J
Alexanderplatz dan devam ediyorum. Buradan yürüyerek Berlin
katedraline ve müze adasına ulaşabilirsiniz.Ne kadar katedral ve kilise varsa
sıkılmadan gezerim ama müze adasında gezdiğimiz Bergama müzesi için aynı şeyleri
söyleyemem. Gerçekten müthiş ihtişamlı yapılar, audio guidelar da Türkçe
seçeneği ile açlıktan ölene kadar gezebilirsiniz.
Bu arada hiç değinmedim ama biz Mercedes-Benz Arenaya
ulaşımımız kolay olsun diye Friedrichshain de bir otel de kaldık.Otel çünkü ismini
bir biz ve bir de Booking biliyor; tabelada yazan “OTEL”. Gerçekten de
kolaylıkla istediğimiz heryere ve tabii ki konsere ulaştık amaa, bir daha
olurmu bilmeme de olurda gidersem; Kurfurstendamm yada Alexanderplatz konumlu bir otel tercih edicem, konaklama
çoğu yerde uygun zaten.Otelimizin hemen yanıbaşı sayılması nedeni ile East Side
Gallery ile devam ediyorum.Berline gidip de görmeden dönmeyin, kalın oralarda
diyebileceğim yegane yer.100 ün üzerinde sanatçının resimleri ile süslenen 1,3
km lik bu duvar ile hayranlığın kamufle
ettiği savaş ve soğuğu hissetmelisiniz. Berlin duvarı gezinizi Pirates
restaurantta Spree yanıbaşınızda bir
yemek ile tamamlamayı unutmayın.
Potsdamerplatz görmeniz gerektiği söylenebilen, içinde film
müzesi var Sony Center a da uğrayın denilebilen yerler ama biz bi uğradık
sadece, uğradık tabii ki çünkü; Mall of Berlin e de bir görmeli, to do list i
tamamlamalıydık. Neticede çok bişi olmayan, zevkli iç çamaşırı-bikini
alışverişi yapabileceğiniz benim ilave
olarak Golden Curl tanıtım standında saçlarımı da yaptırarak yola devam ettiğim
noktadır, aklınızda bulunsun.
Gelelim benim favorime; Kurfurstendamm; yani Ku’damm...En
canlı en hareketli ve bence en sevilesi yer. Üstelik Kadewe burada ve kesinlikle gidilmeli, saaatleriniz
burada geçecek, birçok ünlü markayı üstelik bizim gibi dönemsel bir şansınız
varsa indirimli bulabileceğiniz en güzel
alışveriş merkezi ama dikkat 20:00 da kapanıyorL
Charlotte- olympia, Nicholas Kirkwood, Kate Spade, Ted Baker ve Agent Provacator
ile kaybolduysam demek , ben saati hiç farketmedimJ Buradan saaat itibari ile
kovulunca hala canlı olan sokaklarda devam ettik, Yine buralarda Kiko Milano ve
Hard Rock Cafe yi bulabilirsiniz.Yada sokakta bulabileğiniz country müzik yapan
grup eşliğinde aslında bildiğiniz sosisli olan “Currywurst” yiyip alman birası
deneyebilirsiniz. Yemek demişken farkettim ki alışverişten fırsat kalmamış;
Birçok Uzakdoğu ve hint mutfağını bulabileceğinizi göreceksiniz, onlar
heryerde, hemen özledim derseniz Mustafa’ s Gemüse Kebap, tatlı için de
Berliner i deneyebilirsiniz.
Herzaman ki gibi gece hayatı ile bitiriyorum, ne demiştim
yaptığımı değil ne yapmalıyı söyleceğim. Tavan olan bir gece hayatı var
buralarda özellikle gay barları ile. Vestiyerde bırakılan kıyafetleri ile Laboratory
(söyleyecek çok şey var hakkında bi açın okuyun), aynı şekilde bir gayclub lan
KitKat ve Britney Spearsı kapıdan çevirerek meşhur olan Berghain
seçenekleriniz...Türkiyeden farklı olarak özensiz- cool tarzınız in, topuklu
dekolte out!!