İzleyiciler

17 Eylül 2016 Cumartesi

Berlin de ne yapılır ama ben ne yaptım adlı gezi yazıma bekleniyorsunuzzzz!!!!



 3 gün Berlin de ne yaptım ama siz neler yapabilirsiniz, en doğru mevsim hangisi, ne giymeliyiz, ne yemeliyiz, en önemlisi ise ne almalıyız konuları ile yine yeniden gecikmeli olarak işte burdayımJ

Aslında herşey  Rihanna konser programı içinde yaz ortası Berlin i seçmemiz ile başladı, hep soğuk ve gri bulduğum bu şehire başka türlü gidermiydim bilmiyorum. Yaz ortası diyorum, deniz ve güneş tutkunu olarak ama şunu söylemeliyim ki daha iyi bir mevsim seçemezsiniz. İlllaaa ki Berlin diyorsanız, en uygunu yaz mevsimi. Ortalama 24 derece ile atlattık. Atlattık çünkü; her zamanki gibi günlerce hava durumuna bakıp valiz hazırlığında yine bildiğimi okudum. Siz üstünüze birşeyler alın benden söylemesi...

Konser bahane  ufak bir Berlin turu ve alışveriş önerilerine gelinceee....
Berlin de ulaşım  inanılmaz; metro ve tren herşey  gibi kusursuz bir düzende işliyor; inanılmaz çünkü bu kadar kolay ulaşım sağlayıp içinden çıkamayıp, anlayamadığım ender şehirlerden. Ulaşım için günlük biletleri tercih edin ve gece 03:00 sonrası geçerliliğini kaybettiğini unutmayın he bi de tüm bu karışıklığı çözen bir yol arkadaşınız olsunJ Nadir de olsa bilet kontrolü oluyor, biletlerinizi cihaza okuttuğunuzdan emin olun.


Ben 3 güne çok fazla kültür-sanat aktivitesi sığdırmayı sevmem, ama mutlaka görmeniz gerekenler var. Bunlardan biri Brandenburg Kapısı; Quadriga heykeli yaz-kış en çok turist çeken yerleerden biri, beni daha çok mesleki deformasyon nedenli çektiğini söylemeye gerek var mıJ Hemen yakınında olan mühendislik harikası cam kubbeli parlamento binasına göz atabilir yada benim gibi bana ne elalemin parlemento binasından diyebilirsiniz...Bu arada çıkmak isterseniz önceden rezervasyon yaptırın.Buradan uğramanız gereken bir kaç nokta ve durmanız gereken alışveriş durakları var.Doğu ve Batı Berlin’in geçiş kontrol noktası olarak bilinen Check- point Charlie ve Unter den Linden de bulunan Madame Tussauds  bunlardan birkaçı. Biz tabii ki Madame Tussauds da gezinip, birçok fotoğraf ile eğlenmeyi tercih ettik, çocuklu bir geziyse sizinki bizim ki gibiJ tavsiyedir...Ve işte Friedrichstrasse; Boss, Escada,Karl Legerfeld gibi birçok ünlü mağazaya ev sahipliği yapan caddede Galeries Lafayette i de görüp, durabilir hatta kalabilirsiniz.



Brandenburg kapısından sonra görmeniz gereken önemli bir detay eklemeliyim. Peter Eisenman tarafından yapılmış enine ve boyuna uzanan kütleler ile uzanan tüyler ürpertici Katledilen Avrupalı Yahudiler anıtı!!!Gezerken soluğunuz kesilecek yada benim için öyle oldu.


Alexanderplatz; Mitte bölgesinin en bilinen meydanına gitmek için bir çok nedeniniz olabilir.Her yerden göreb,ldiğiniz, birnevi size rehberlik yapan TV kulesi bunlardan biri; önünde uzun kuyruklar olan kuleye çıkış ücretli ve zahmetli gelirse siz de bizim gibi hemen altında bulunan starbucks da kahve içerek kalabalığı izleyebilirsiniz. Bu molayı da en keyifli alışverişi yaptığımız TK Maxx e bağlayabilirsiniz. Birçok ünlü markanın outlet ürünün bulmanın keyfiyle bütün gününüzü harcayabilir, yine olsa yine yaparım diyebilirsiniz. Ünlü marka diyorum, Outlet diyorum daha ne diyiim hadi BERLİN’e J


Alexanderplatz dan devam ediyorum. Buradan yürüyerek Berlin katedraline ve müze adasına ulaşabilirsiniz.Ne kadar katedral ve kilise varsa sıkılmadan gezerim ama müze adasında gezdiğimiz Bergama müzesi için aynı şeyleri söyleyemem. Gerçekten müthiş ihtişamlı yapılar, audio guidelar da Türkçe seçeneği ile açlıktan ölene kadar gezebilirsiniz.



Bu arada hiç değinmedim ama biz Mercedes-Benz Arenaya ulaşımımız kolay olsun diye Friedrichshain de bir otel de kaldık.Otel çünkü ismini bir biz ve bir de Booking biliyor; tabelada yazan “OTEL”. Gerçekten de kolaylıkla istediğimiz heryere ve tabii ki konsere ulaştık amaa, bir daha olurmu bilmeme de olurda gidersem; Kurfurstendamm yada Alexanderplatz  konumlu bir otel tercih edicem, konaklama çoğu yerde uygun zaten.Otelimizin hemen yanıbaşı sayılması nedeni ile East Side Gallery ile devam ediyorum.Berline gidip de görmeden dönmeyin, kalın oralarda diyebileceğim yegane yer.100 ün üzerinde sanatçının resimleri ile süslenen 1,3 km lik  bu duvar ile hayranlığın kamufle ettiği savaş ve soğuğu hissetmelisiniz. Berlin duvarı gezinizi Pirates restaurantta  Spree yanıbaşınızda bir yemek ile tamamlamayı unutmayın.



Potsdamerplatz görmeniz gerektiği söylenebilen, içinde film müzesi var Sony Center a da uğrayın denilebilen yerler ama biz bi uğradık sadece, uğradık tabii ki çünkü; Mall of Berlin e de bir görmeli, to do list i tamamlamalıydık. Neticede çok bişi olmayan, zevkli iç çamaşırı-bikini alışverişi yapabileceğiniz  benim ilave olarak Golden Curl tanıtım standında saçlarımı da yaptırarak yola devam ettiğim noktadır, aklınızda bulunsun.

Gelelim benim favorime; Kurfurstendamm; yani Ku’damm...En canlı en hareketli ve bence en sevilesi yer. Üstelik Kadewe  burada ve kesinlikle gidilmeli, saaatleriniz burada geçecek, birçok ünlü markayı üstelik bizim gibi dönemsel bir şansınız varsa indirimli bulabileceğiniz  en güzel alışveriş merkezi ama dikkat 20:00 da kapanıyorL Charlotte- olympia, Nicholas Kirkwood, Kate Spade, Ted Baker ve Agent Provacator ile kaybolduysam demek , ben saati hiç farketmedimJ Buradan saaat itibari ile kovulunca hala canlı olan sokaklarda devam ettik, Yine buralarda Kiko Milano ve Hard Rock Cafe yi bulabilirsiniz.Yada sokakta bulabileğiniz country müzik yapan grup eşliğinde aslında bildiğiniz sosisli olan “Currywurst” yiyip alman birası deneyebilirsiniz. Yemek demişken farkettim ki alışverişten fırsat kalmamış; Birçok Uzakdoğu ve hint mutfağını bulabileceğinizi göreceksiniz, onlar heryerde, hemen özledim derseniz Mustafa’ s Gemüse Kebap, tatlı için de Berliner i deneyebilirsiniz.









Herzaman ki gibi gece hayatı ile bitiriyorum, ne demiştim yaptığımı değil ne yapmalıyı söyleceğim. Tavan olan bir gece hayatı var buralarda özellikle gay barları ile. Vestiyerde bırakılan kıyafetleri ile Laboratory (söyleyecek çok şey var hakkında bi açın okuyun), aynı şekilde bir gayclub lan KitKat ve Britney Spearsı kapıdan çevirerek meşhur olan Berghain seçenekleriniz...Türkiyeden farklı olarak özensiz- cool tarzınız in, topuklu dekolte out!!


Bir sonraki geziden aylar sonra buluşmak üzere öpüyorummm....

10 Temmuz 2016 Pazar

Tatil Kafasi:)

Merhabalar..."Kış Denilince" yazımı hatırlayanlar bilir, şapka en sevdiğim:) Yaz denilince de fark eden birşey olmadı, tatil hazırlığı yaparken sizlerle paylaşmadan geçemedim. Tatil fotolarından önce gecikmeden koymak istedim ki tatiliniz şapka önerilerimsiz geçmesin:)

Yazın, plajların en güzel aksesuarı ayrıca güneşden korunarak faydalı bir iş yapıyorum havası da yaratmıyor değil.

Seçenekler arasında boğulabilirsiniz dikkat!! En sevdiğim Floppylerden başlayalım.

Aslında instagram dünyasının görmekten bıktığı ama benim paylaşmaktan bıkmayacağım, "Dikkat Mesaj İçerir" şapkaları geçen yaz başlayan fötr şapkalar sonrası şimdi floppylerde...



Eugenia Kim "Wish You Were Here" ,"Fiesta Not Siesta" ve tabii ki "Do not Disturb" sloganları ile artık Beymen de bulunabilse de Penti de bu yaz aynı sloganlar ile çok eğlenceli şapkalar yaptı.









Napıyoruz ;;tabii ki 1000 tl şapka almak yerine 3 alındığında 2 ödeyebileceğiniz seçimler yapıyoruz:)


























Eugenia Kim ile çok beğendiğim birkaç model koymadan geçemeyeceğim yine de...


Ama deniz güneş kum beni bozmaz prenses kimliğimden ödün vermek mi asla ise; tüllü, çiçekli modeller ile Miss Beanie...
Kışın bol tüylü, büyük püsküllü berelerinden hatırladığımız marka yaz kafasında devam ediyor.
Aynı şekilde daha uygun fiyatlar ile Mizu veya Bay Şapkacı  da da benzer konsepti yakalayabilirsiniz.


Tam plajlık dedirtenlerden; ister floppy ister kovboy ama ben tabii ki en renklilerini seçtim:)

Rich Kids in yazılı şapkalarını atlarsam Demet Akalın ile aram bozulabilir, Rich Kids Brandroom da bulabilirsiniz de şart değil tabii ki bu modelleri Twist de dahi bulmak mümkün...Gece-gündüz farketmeksizin Günlük de kullanılabiliyor olması bir avantaj; saçınızın ne durumda olduğuna aldırış etmeden dışarı çıkıyorsanız sorun yoktur.





Sloganla başlayıp sloganla bitiricem, mecbur...Geçen yaz  görmekten yorulduğumuz, devam ettiği için engel olamadığım" Kafa Nereye Biz Oraya" kafasına bu yaz  da devam:/ En azından şunu belirtebilirim, sloganları ayrıca alıp değiştirebilirsiniz ki hepimiz tükenmeyelim. Kafaya koydum bu yaz da kafamda bunlar olacak diyorsanız değişebilir sloganlara "ozz hats" den ulaşabilirsiniz.



Herkese kafasına göre bir tatil diler ve ben giderim, Görüşmek Üzere:)
Dip NOT: Görüşmek Üzere.......Çok sevdiğim biri tarafından sevdirilen en sevdiğim veda cümlesidir

21 Haziran 2016 Salı

Botoks mu? Şaşırıcam şaşıramıyorum:)

Herkese merhabalar:) Taşınma, alışma ve çalışma gibi süreçler sonrası bir baktım ki uzun zamandır blog yazısı yazmamışım. Aslında bugüne kadar moda, alışveriş ve gezi yazıları dışında bir paylaşım yapmamıştım ama instagramdan bu konuda çok soru almam ve moda- güzellikten uzak sayılmayacak bir konu olması nedenli anladığınız üzere konumuz Botoks:))

Botoks sıkça okuduğumuz, duyduğumuz, konuştuğumuz üzere A tipi Botulinum toksinidir ve iğneler ile yüz mimik kaslarına uygulandığında kaslarda yarattığı geçici felç ile alın , göz kenarı, dudak çevresi ve boyunda olan kırışıkların azalmasını veya yok olmasını sağlar. Biliyorum merak ettiniz daha nasıl uzatılır bu cümle…Korkmayın heryerde yazan Botoks nedir, kime yapılır, nerde- nasıl uygulanır dışına çıkabileceğimi umuyorum.Tabii katkılarınız sayesinde:)

Botoks uygulaması estetik denilince aklımıza ilk gelen uygulama ama herkes yaptırabilir mi yada yaptırmalı mı?? Öncelikle botox hakkında bilgi almak için de yaptırmak için de tecrübe sahibi bir doktor seçmelisiniz. Plastik cerrah yada dermatolog olabileceği gibi mutlaka bir plastik cerraha veya bir plastik cerraha gitmelisiniz:) Unutmayın, botoks ile etkileşen ilaçlar, gebelik-emzirme gibi uygun olmayan durumlar yada uygulama yapılamayan deri ve sistemik hastalıklar konusunda detaylı bilgiyi ancak doktorunuzdan alırsınız. Nadir de olsa karşılaşabileceğiniz; allerjik reaksiyonlar, göz kapağında düşüklük yada kanama gibi problemler karşısında da ancak tecrübeli bir hekim ve donanımlı bir merkez yardımcı olabilir, dikkat! Hala okuyor ve Botoks hakkında olumlu düşünüyorsanız, devam edicem:))Bu kadar doktorculuk yapmamın nedeni, düzenlenen kurslar,mini sertifika programları ile deneyimsiz, güvensiz uygulamaların önüne geçememiz., Üzgünüm…

Peki ne düşünerek gidiyoruz doktora??  ” Yakın çevrem yorgun göründüğümü söylüyor” “Aynada kendimi yaşlanmış görüyorum, bu beni mutsuz ediyor” “Kaz ayaklarımdan şikayetçiyim” diyebilirsiniz. Bana sorarsanız şikayetçi olduğunuz bir kırışıklık ile gelmenize gerek yok.Hepimiz her gün yüzümüzü , dolayısı ile mimik kaslarımızı kendimizi ifade edebilmek için fazlasıyla kullanıyoruz.Sonuç….. kırışıyoruz.Beklemeyin.Eğer engel bir hastalığınız, ilacınız, durumunuz yoksa yapılacak Botoks ile kırışıkları oluşmadan engeller, daha canlı görünebilirsiniz.Yani en azından ben öyle yapıyorum, tavsiye de ediyorum:) 


Beni çok gülenlerden mi sandınız; şaşıramayonca, kızamayınca, mecburiyetten o öyle...

Botoks yüz felcinde, migrende, şaşılıkta ve aşırı terlemelerde de kullanılabilir ama konuşursam çok doktor olurum ki ben hala buralarda blogger kalmak niyetindeyim:)

Tamam karar verdik, doktorumuzu da seçtik. Ne zaman yaptıralım?Akşam randevunuz yoksa, bacaklarımı uzatır arada da yüzüme soğuk uygular, keyifli bir gece geçiririm diyorsanız, hemen bugün yaptırabilirsiniz.Tabii birde ertesi gün yoğun kapatıcılı bir makyaj yapmayacaksanız, önünüzde ki birkaç gün spa-sauna-hamam planınız yoksa:)

Botoks birkaç küçük iğne ile acısız uygulanabilen minicik-ufacık estetik bir dokunuştur diyemiycem sizlere.İğne için küçük iyi bir sıfat olabilir ama botox çok da acısız olmayacaktır. Uygulama sonrası biraz kızarabilir, açık tenli ve soğuk uygulayamacak kadar tembel yada meşgulseniz de bir miktar morarabilirsiniz.Ama hemen ertesi gün daha canlı, daha genç ve tabii ki daha güzel uyanacaksınız diyenler var duyuyorum, inanmayınız efendim.Biz de yalan yok:) Botoks etkisi kişiden kişiye değişmekle beraber yaklaşık 4. günde başlayıp, 1. haftada oturacaktır. Etkisi de öyle söylendiği kadar 6 aylar değil ilk uygulamalarda 4-5 ay, devam eden uygulamlarda 6 ayı bulan süreler olacaktır.


Peki tamam da maliyet derseniz;; Uygulayan merkez referans alınarak ücretler değişecektir.Önemli olan alanında uzman bir merkezden fiyat almanızdır.Hatta tüm sorularınız ile beraber bana da danışabilirsiniz.Hatta ve hatta bulunduğunuz il için tavsiye  alabilir ama yok instagramdan sıkça yazdığınız gibi “yüzünü bi görelim” derseniz ben buralardayım ,şimdilik @ Yalova :))

26 Nisan 2016 Salı

Baharda kış molası...

Uzun zamandır yazmak istediğim bir gezi yazısıyla merhabalar:)

İlk olarak  Ocak ayında iş amaçlı gitme fırsatı bulduğum Brüksel gezimi paylaşamamıştım. 3 ay sonra çok beğendiğim için değil tabii ki yine iş amaçlı başlayan ama ufak bir tatil havası yaratabildiğim ikinci gezimi artık paylaşabilirim.

Brüksel son zamanlarda yaşanılan tatsız olaylar sonrası ulaşım konusunda bizi korkutsada İstanbuldan aktarmasız 3,5 saatte sorunsuz olarak ulaştık. Ocak ayını hiç de aratmayan bir hava ile yapılan karşılama ardından valizden montlar çıkarılır ve yola koyulunur. Brussel international havaalanından (BRU- Zaventeem) tren ile Noord/Centraal/Midi istasyona varışın ardından metro ve otobüs ile kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Charleroi den geliyorsanız ki bu Pegasus ile uçmuşsunuz demektir; öncelikle başarılar diler, bir daha tekrarlamamanızı tavsiye ederim:) Buradan kalkan otobüsler ile Midi İstasyona ulaştıktan sonra yine tren, metro veya otobüs seçeneklerini değerlendirebilirsiniz.

 İş amaçlı ziyaretime uygun olan konumu nedeni ile Grand Palace bölgesinde olan Saint-Josse Ten Noode ' u seçtim. "Noord Station"a ve bir çok metro istasyonuna yakın olan bu bölge;  birçok turistik gezi noktasına da yürüme mesafesinde. Bu bölgede yer alan oteller genellikle eski ve özellikle Wifi sorunu olan oteller. İlk ziyaretimde Retro otelde, son ziyaretimde ise çok sevdiğim Bloom otelde kaldım, ki tavsiyemdir:)

Brüksel "Sokakları Waffle kokan şehir" -tabii ki de çok seveceğim- ön yargısı ile gitsem de çikolata bile bu gri- soğuk şehiri bana sevdiremedi. Güneşin doğamadığı, yağmurun durmadığı bir güne çikolata ve waffle ile seratonin katmak istemekte haklılar. Çevre şehirler planınıza 1 veya 2 gün eklemek isterseniz ve aylardan Temmuz-Ağustos ise sizlere önerebileceklerimle buradayım...

Chez Leon da deniz ürünlerini tatmadan, her çesidini bulabileceğiniz mussel tencereli masalarda doymadan, Brüksel birası ile patates yemeden, sokaklarda bunu waffle-churos ile tamamlamadan ve tabii ki üzerine yiyemeseniz de çikolata olayını abartmadan dönmemelisiniz. Özellikle 1000 çeşit bira tadabileceğiniz ki yapabilirseniz "Delirium" da mutlaka Leffe, Maredsous, Hoegaarden çeşitlerinden bir tadın derim.






Çorbalar Salyangoza aittir; yada yazının geleceği açısından "seasnail" diyip çok da lezzetlidiri ekleyip devam edeyim ben.


























































Ama yok benim aram soğuk ile iyidir, vaktim de çok derseniz Grand Palace, çizgi roman müzesi, Manneken Pis (İşeyen çocuk heykeli; çikolata modelleri ile aynı büyüklüktedir:)), Atomium,Mini Europa  görülebilir.

 Grand Palace da  tabii ki çiçeklerden eser yok; hep çok şanslı olmuşumdur:/

Tatilinize 1 gun Brüksel eklerseniz size tavsiyem 1 gun de Brugge eklemenizdir. Brükselden transit istemeyi unutmadığınız takdirde tren ile 1 saatte ulaşabileceğiniz bu romantik şehire bir göz atılmalı.Tren ile gerçek anlamda uçsuz bucaksız yeşillerin içinden geçerken bir yanınız bu pastoral hayatın cazibesine kapılıyor, bir yanınız ise bu kadar yağmurun ve doğmayan güneşin sonuçlarına tanıklık ediyor. Soğuk olmayan bir günde kanal gezisi ile renkelendirebileceğiniz masalsı şehirde kendinizi çikolata alışverişine kaptırıp seratonin yüklü dönebilirsiniz. Sonuçta bu tatilin mutluluğu Tabii ki çikolatadan geçer...


12 Mart 2016 Cumartesi

Ben her bahar:)


Baharda ne mi giysek?


Havaların ısınması, ağaçların çiçek açması, vitrinlerin değişmesi ve uzun zamandır buralardan uzak olmam nedenli çoook keyifli bir blogla işte  burdayım:)

Bir sınav, bir uzmanlık ve bir sınav daha derken hatta araya birkaç seyahat de sıkışmışken yazamadığım  doğrudur. Çok da güzel bir nedenle yeni sezon alışverişiyle özlem giderme zamanı!!!

Yeni  sezon; yeni kombinler olsa da  çok bilindik denim ürünler ile bahar sezonuna merhaba diyelim istedim...

Her  tarza uydurabileceğiniz, her güne özel kolay ve rahat kombinler yaratabileceğiniz parçaları sizler için seçtim, keyifli alışverişler:)


 Gömlekler  ister şık ister spor , hafta içi, sonu hiç farketmez benim vazgeçilmezim. Arkası yazılı olan modeller tercihim, billshırt ve twist aradığınızı bulabileceğiniz adresler...


 Geçtiğimiz yazdan kalma bir alışkanlığın yanısıra rahatlığı nedeni ile de hemen gözüme çarpan bu tek parça ürünlere de bakmadan geçmeyin. Elbiseler ve kısa şort tulumlar  çok kullanışlı. Ben tüm bunları rozetler yada patchler ile kombinlemeye bayılıyorum.Ben yutdışında bulabilmiştim. Ama accessorize, zara da rozetleri, mangoda renkli patchleri bulabilmeniz mümkün.


Veee işte bahara eğlenceli başlangıç için favorilerim. Sloganlar,stickerlar ve payetler  denim ürünler ile  buluşunca ya bir tatil yada bir pediatri rotasyonu kurtarır beni. Durmayın renklendirin dolaplarınızı:)



3 Ocak 2016 Pazar

Roma ile yeni yıla…


Çok düşündüm nasıl olmalı bu yazı; bir bloggerın faydalı tavsiyeleri mi olmalıydı, yoksa yediğimden içtiğime zengin bir menüsü mü olmalıydı…Söyleyecek çok sözüm vardı ama en keyiflisinin benim keyif aldıklarım olduğunda karar kıldım.



Birçok gezilesi bölgeye yakın olması ve alışverişin kalbi diyebileceğimiz Spagna da kalacaktım.
Tahminimden erken vardığım Fiumicino (FCO)İzmir sıcaklığında karşıladı beni. Fiumcino merkeze uzak ama ulaşımı kolaylaştırılmış bir havaalanı. FCO indiğiniz anda Leonardo Da Vinci Expresse ulaşmanız aslında birçok yolun yarısı. 14 Euro ile  30 dakikada Terminiye dek gelmeniz ardından taxi yada metro seçenekleri ile kalacağınız yere en kısa sürede ulaşabilirsiniz.Tren sonrası metro A hattı ile; ki 2 hat var zaten ,1,5 Euro ile 10 dakikada Popolo meydanına geldim. Günlerce sürdürdüğüm otel araştırmalarım ve çevre mekan taramalarım sonunda Popoloyu bulmam ardından oteli yürüyerek rahatlıkla buldum.Yol tarifi verecek kadar:) Via del Corso’ nun ki burayı alışveriş tutkunları bilecektir, göbeğinde olan  Residenza al Corso  konforlu, butik bir otel.


Eşyalarımı bırakır bırakmaz başlayan şehir turumda ne görsem; kestane aşkımı da beraberimde getirmişim. Adım başı kestaneci görmek henüz özlememiş olsam da evdeyim havası estirdi. 



Piazza Popolo ile Piazza Venezia yı bağlayan Via del corso dan şöyle bir indikten sonra İlk adres Trevi oldu. 
Fotoğraf klişesine uymamak olmaz ama önce bir kenarda izleyip eğlenmeli tüm bu selfie çılgınlığını.Ellerinde polaroidler fotoğraf çekmek isteyenler ve Türk olduğumu anlamayıp“bi sorsana çeksin bizi” diyenlerle geçen zaman ardından sıra bende. Para atıp atmadığım konusunda konuşmak istemiyorum.Söz konusu birdaha gelmek ise işe yarıyor, aşk konusu muamma:) 



19 Aralık 2015 Cumartesi

Veee işte 2016...


Birbirini kovalayan günler, aylar, mevsimler sonrasında işte  yeni bir yıl daha dayandı kapıya.” Ne çabuk geçti bu yıl ya” dediğinizi duyar gibiyim. Biten bir yılın ardından başlayan yepyeni bir yıl demek yılbaşı gecesi planları, yılbaşı partileri ve ALIŞVERİŞ demek…


        Yeni yıl alışverişine başlamayanlar, ne alacağını bilemeyenler için birçok öneriyle yılın en keyifli zamanına merhabalar…


       Alışverişin en ışıltılı döneminde sadece bakarak bile çok keyif aldığım vitrinlerden bakın neler seçebilirsiniz. Siz de bu kırmızı 

mutluluk içinde kararsız kalanlardansanız en kolay seçim kokulu mumlar, kupalar ve çerçevelerden oluşan dekoratif aksesuarlar 

olacaktır. Yada; favorim olan pijama& iç çamaşırlarından yana olabilirsiniz.Sürpriz butik kurabiyeler ile tatlı bir yıl için güzel bir sürpriz  

de seçebilirsiniz. Hadi birlikte bakalım;